Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
10/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Efendimiz(as) En zarif şekilde anlatılıyor, O'nun hayatı hakkinda ahlakı hakkında merak edilen birçok konuda bilgi veriyor, kıymetli yazarımız bazen hüzün bazen kırık bir tebessüm bırakıyor insanda. Kaminize sağlık.
Gönüller Sultanı Efendimiz
Gönüller Sultanı EfendimizŞefika Kaya Meriç · Erkam Yayınları · 20133 okunma
Ebu'd-Derdà -radıyallahu anh-rivâyet ediyor: Peygamber Efendimize bir adam geldi, kalbinin katılığından dert yandı. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona şu tavsiyede bulundular: "Kalbinin yumuşak olmasını, ihtiyacın olan şeylere kavuşmayı ister misin? Öyle ise yetime şefkat göster, başını okşa, yediğinden ona yedir ki, kalbin yumuşasın ve muhtaç olduğun şeylere kavuşasın." (Beyhaki, Şuabü'l-İmân, 10174)
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Örnek Şahsiyet En Güzel Muallim Peygamberim İlk sınıf, ilk okul ve ilk üniversite... Ve bu okullardan mezun olan, dünyanın dört bir yanına kutlu bir dâvâyı tebliğ için yola çıkan fedakâr din muallimleri... Hepsinin ortak noktası, Allah Rasûlü'nün rahle-i tedrisinden geçmeleri. Hepsinin hocası, öğretmeni aynı insan... Ve bu ilklerin başında ilk öğretmen... Yegâne Muallim; Hazret-i Muhammed Mustafà -sallallâhu aleyhi ve sellem-...
~Umut Pınarı~ ~Güven Abidesi~ ~Muhabbet Çağlayanı~ ~~El-Emîn Peygamberim ~ Susamış gönüllere bir damla su... ~Umutsuz gözlere sonsuz bir umut... ~Adını duyduğumuz zaman kalp atışlarımızın hızlandığı, ~Başımızın tacı, kâinâtın fahri Efendimiz; En güvenilir insan, "el-emîn" sıfatı ile meşhur; Hazret-i Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem...
Nasıl bedenimiz, iç ve dış sebeplerle ciddî hastalıklara tutulur, bunun neticesinde yataklara düşer, hatta ölürse; ruh dünyamızın merkezi olan kalbimiz de içinde ve dışında var olan mânevî mikroplar yüzünden hastalanır ve ölür.
İnsanın düşünme, hissetme ve karar verme merkezinin adı, kalptir. Kalbin sâfiyeti ve temizliği, doğru yolu bulmaya ve tekâmüle yardımcı olurken; onun nefsânî istek ve günahlarla mânen kirlenmiş olması da insanı sefâlet ve felâketin dibine doğru çeker.
Reklam
Düşman ne kadar zeki, hazırlıklı ve uyanık ise, ona karşı duran insanın ilerlemesi de, tökezleyip geri kalması da nefisle girdiği mücadele nispetindedir.
Nefis, bir taraftan insanın önünde aşılmaz gibi görülen büyük bir engel; diğer taraftan da onun her an terakkî ve tekâmül etmesine sebep olan, uyanık bir düşmanıdır.
İnsan, rûhanî tekâmülü ile melekleşir, nefsânî ihtiraslarına meylettikçe şeytanlaşır ve hayvânî özellikleri ile ön plana çıkar.
İnsan, "ruh" gibi, kendisini canlı kılan ve yücelten bir zenginliğe sahip olduğu gibi, bir de "nefis" denilen ve onu dünyevîliğe çeken bir kumanda merkezine sahiptir.
Reklam
Yüce Rabbimiz, insanı yaratırken ona kendi rûhundan üflemiş ve onu diğer varlıklardan daha şerefli kılacak nice mânevî kabiliyet ve istidatla zenginleştirmiştir.
Nefis mücadelesi, insanın kendisini tanıması ile başlar.
İslam, insan hayatını tanzim eden, ona belli prensipler koyan ve gelişigüzel bir hayata aslâ müsamaha etmeyen bir dindir. Bu yönüyle Batı, kendi kurmak istediği sistemle her an çatışan İslâm'ı sevmez.
Bu aslında bir toplumun intiharıdır.
Gençliğimizden sadece şikâyet etmek yerine, gençliğimizin neden bu hâle geldiğini/getirildiğini anlamak için "gençlik dizilerine" bakmamız yeterli olacaktır. Neredeyse bütün televizyon kanallarında, gençlik dizileri var ve bu dizilerin hepsi de aynı tema etrafında dönüp duruyor: Kız peşinde koşturan erkekler, erkek peşinde koşturan kızlar! Âilesini aldatanlar, sahtekârlık yapan tiplemeler...
O hâlde öncelikle içimizin buzlarını eritelim, yanalım ve başkalarını da bu sevdâ uğruna tutuşturalım.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.